"Oğlunun yanına bir Gürcü gömdün" "Bu bir şeyi değiştirir mi Ahmed?" Sahiden de bu bir şeyi değiştirir mi?
Devamını Okuyun"Oğlunun yanına bir Gürcü gömdün" "Bu bir şeyi değiştirir mi Ahmed?" Sahiden de bu bir şeyi değiştirir mi?
Devamını Okuyun“Sanırım siz kara insanları, vaktinizi “neden?” diye sorarak boşa harcıyorsunuz. Her zaman, olmayanın peşinde koşuyorsunuz” diyor 1900, hikayeyi bize, daha doğrusu müzik aletleri satıcısına anlatan yakın arkadaşı trompetçi Max’e. O, bizim kadar merak etmiyor dünyayı. Çünkü nerede başlayıp nerede bittiğini bildiği, iyi tanıdığı bir dünyası var onun. Bunu seviyor. “Sınırlarını bilmediğin bir dünyada kendi sınırsızlığını yaratamazsın” diyor. “Piyano tuşları sınırsız değildir, sen sınırsızsındır” şeklinde yanıtlıyor, “Dünyayı kendin için, kendi gözlerinle görmek istemez misin?” diye soran Max’i. Sınırları belli olmayan bir dünyanın içinde yolunu kaybetmekten korkuyor. “Mutluluğunu, sınırsız olmayan bir piyano çalarak yaşarsın” diyerek ifade ediyor kendi mutlu dünyasını. Çünkü o, 88 tuşlu piyanosuyla kendi dünyasında kendini gerçekleştiriyor.
Devamını OkuyunKendisi de bir ressam ve sanat eleştirmeni olan yazar John Berger katılıyor Picasso’nun bir dahi olduğuna. Bu konudaki fikrini şöyle ifade ediyor: “Tek bir at başında, pek çok sanatçının tüm bir çarmıha gerilme olayında bulduğundan daha yoğun bir acı görebilmiş ve düşleyebilmiştir Picasso.” Yine de, bir sanatçı merakıyla “neden daha fazlasını yapmadığını” sorguluyor Picasso’nun. Nedenlerini araştırıyor; kah doğduğu ülkede, kah yaşadığı yerde, kah ait olduğu dönemde, kah sözlerinde, kah çizgilerinde. Ona göre, yapabilecekken yapmadığı o kadar çok şey var ki bu dâhinin.
Devamını OkuyunPandora’nın Kutusu, Yeşim Ustaoğlu’nun o kendinden emin, sakin, gürültüsüz patırtısız merceğinden süzülen bir aile dramı. Birbirinden çok farklı, yalnız yaralı bir geçmişle birbirine bağlı üç kardeşin, Alzheimer hastası anne ile sınavı, bir türlü kapanmayan geçmiş hesaplarının yol açtığı patlamalar, aile içinde yaşananların özel hayatlara tesiri, izleyen herkesi bir noktada hayatla ve kendisiyle yüzleştirecek kadar gerçek ve çarpıcı.
Devamını Okuyun